18 Haziran 2010 Cuma

Yaz planları

Finaller bitti, ardından doğum günüm geldi. Aslında yazın hareketli günleri denebilecek günlerindeyim ama sıkılıyo gibiyim. Verdiğim kararlardan dolayı kararı alakalı olarak veridğim kişi tarafından yoğun bir şekilde kınanmama rağmen bu kararımda ısrarcı bir tutum izledim. Devam ettirmek de niyetindeyim.

Yaz farklı ( okul olmasından süregelen ) bir dönem olmasından dolayı hep hayatımda belli başlı değişiklikler olur. Sitede yazımı paylaştığım insanlarla okul da olmamasından dolayı daha da çok görüşürüm, onları özlediğimi farkederim, kendimi güneşlenmeye adarım. Bu sene bu değişiklikleri daha da çok hissettim, sene içinde okulda kaldığımdan dolayı belki de. Artık biz de daha rahat izin alabildiğimiz için bu yazın İstanbul'da geçirdiğim bölümlerinin daha hareketli geçeceğini düşünüyorum. Artık hepimiz daha bi özgürüz. Benim özgürlüğümün nedeni daha çok yurtta kalmaktan ötürü artık çok rahat dışarı çıkabilen kızın kısıtlanamayacağı gerçeği. Annemler bununla yüzleştiler artık. Önceden de rahatça gezebiliyordum, izin alabiliyordum tabi şimdi haklarını yemeyeyim ama tabi özgürlüğün sınırı olmadığı gibi izin almanın da sınırı olmuyor. Bu nedenle daha da özgürleştiğimi ve önceki sınırların bana yetemeyebileceğini kestirebiliriz.

Haftaya çok yoğun bir döneme giriyorum. Okulumuz İşletme ve Ekonomi Kulübü'nün 13. Brandmarker Uluslararası Pazarlama İletişimi Kongresi olucak. Bu bağlamda sene içinde kulüpte belli başlı alt kurullarda aktif üye seçilen öğrenciler Brandmarker'da aktif şekilde görev alabilecekler. Cumartesi öğleden uğrayacağım kulübe, pazar günü de bavulumla gidip yurduma yerleşeceğim. Çok yoğun ve yorucu olmasını bekliyorum, öğretici olacağına da eminim. 1 haftam böyle geçicek sonra da yaz okulu derken okuldan görüşmek istediğim insanlarla görüşmeyi umuyorum. Bunun dışında da bu yazı bolca spora, kitap okumaya ve gezmeye ayırmayı düşünüyorum. Detoks yapıcam kendime bu yaz bolca.

7 Haziran 2010 Pazartesi

Gerçek mi bu?

Gerçekten de hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor. Bir gün gelicek ve sürücek buna inanmak istiyorum sadece. Çok çok yakın birini kaybetmem yakın zamanda, etkiledi beni sanırım ama içime attığımı düşünüyorum. O kadar mantıklı olduğumu düşünmüyorum, bunu düşünüp kendime zamanın aslında ne kadar kısa olabileceğini bizim için görüp, ona göre bu tarz bir kayba üzülme süremi azaltabileceğime de. Diyorum ya anlamadım sanki. Sanki tatile gitti demek daha kolaymış gibi. Sanki mesaj atsam "Hadi dışarı Nes" desem ve cevap gelmese, herhalde kontürü bitti diye düşünecekmişim gibi. Daha kolay benimle ilgilenmediğini, beni sallamadığını düşünmek.. Çünkü diğeri çok ağır. Gerçeklerle yüzleşmek için çok erken daha. İstemiyorum şımarıkça bunu kabul etmeyi. Korkuyorum verebileceğim tepkiden, eğer daha gerçek tepkim ortaya çıkmadıysa. Bekliyorum çıkacağı günü.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Kafamı kurcaladı gündem

Siyasi gündemde olup bitenler aklımı epey meşgul etmeye başladı. İsrail'in yaptığı kendilerine göre "haklı" müdahale çok büyük ve kötü sonuçlar doğuracak gibi görünüyor, hem İsrail açısından hem de Türkiye açısından. Böyle zamanlarda insan kendine karşı bişey yapıldığı zaman, kendi inandığı şeye bir saldırı olduğu zaman daha çok tutunmaya başlayabiliyor düşüncesine veya inancına. Ama bunun dozunu kaçırmaya ve bu sefer karşı tarafı ezip kendimizi haksız çıkarmaya çok meraklı bir toplum olduğumuz aşikar bana kalırsa. Taksim'deki ümmetçi tayfanın İsrail bayraklarını yakması, Filistin'dekilerden daha da Filistinci olmaya meyilli bir grup insanın düşündüğümden çok daha fazla çıkması beni çok rahatsız etti. Rahatsız olmak çok yumuşak bir kelime oldu, iğrenmek diyelim. Evet ben de kabul ediyorum, İsrail tam anlamıyla hayvanlık yaptı sivillere ateş açarak, daha da acısı bunu kendisinin mağdur durumuna düşürdüğü bir topluma giden yardım gemisinde yapması. Ancak bu olaya olan tepkilerin, sadece bizim tarafımızdan değil genel olarak dünyadan İsrail'e gelen tepkilerin, İsrail'i korkutacağına ve ona geri adım attıracağına inanıyorum. Eskisi kadar rahat davranamayacak bana kalırsa. Şimdi bunun üstünden konuşmasıyla, bu olayı sömürerek Recep Tayyip çok rant elde edecek. Milliyetçi, ümmetçi tipleri kazanacak kendi partisine diye düşünüyorum. Zaten en korktuğum ve en anlamaktan uzak olduğum grup hem milliyetçi hem ümmetçi olan grup.
Umarım güzel günler görürüz.