24 Nisan 2010 Cumartesi

Kadıköy mü Taksim mi?

Bu akşam da Kadıköy'deydim. Sahaf'ın olduğu sokakla onun kesiştiği sokak artık tam bir barlar sokağı olmuş. Cıvıl cıvıl, insanlar biralarını içip çerezlerini yiyerek güle oynaya sohbet ediyor sokakta, keyifli keyifli. Nevizade'den daha samimi geldi bana orası, insanlar o kadar da iç içe oturmuyorlar, daha çok beraber gelmiş insanlar kaynaşık, Nevizade'deki tanımadıklarında gereksiz yere kaynaşma burda pek görülmüyor. Özellikle patlamış mısırcılar çok iş yapıyor bu sokakta, özellikle bu çekti dikkatimi. Bademciler yine idare eder ama patlamış mısırcıların mısılarını her üç masadan birinde görmek mümkündü. Ortam düzgün olduğu gibi fiyatlar da daha uygundu Taksim'deki bir çok mekana göre. Ben bi' de Kadıköy Anadolu Liseli olduğum için kendimi evimde hissediyorum Kadıköy'de. 5 yılını insanın Kadıköy'de geçirmesinin de böyle bir yanı oluyor demek ki. Taksim daha yabancıyken Kadıköy çok daha samimi. Özellikle Moda taraflarında yaşlı ama özenli giyimli, güler yüzlü beyler, hanımlar oluyor ya, o çok hoşuma gidiyor. Sokak hayvanları her daim kollanıyor orda, her köşede kedi köpek maması. Bilmiyorum, seviyorum çok Kadıköy'ü. Belki de Taksim'i daha da keşfetmem lazım. Sonuçta arka sokaklarında daha bilmediğim nice yerler var, ama Kadıköy'de her yeri biliyorum, gerçekten de çok iddialıyım bu konuda. Bakalım, yine iyi biliyorum Beyoğlu'yu da ama yine de yeterli gelmiyor bana. Karış karış, nerde ne var, ezberimde değil.Bundan dolayı kendimi yabancı hissemem.

2 yorum: